Destek Yayınevi'nden çıkan Hacer Yeni romanı Bir Dilek Tut.
Benim Hacer Yeni ile tanışmam Elle dergisi sayesinde oldu. Onun dergide çalıştığı 3 sene boyunca her sayıyı aksatmadan aldım ve ilk onun sayfasını açıp okudum. Çünkü onun yazıları şehirli entellektüel kadına seslenirken modanın yanında edebiyattan, felsefeden ve kadın haklarından da bahsedebiliyordu. Gündelik hayatından bahsederken bile (Alışveriş Günlüğü, Aylak Kadın) düşünmemizi sağlayabiliyordu. Bu yüzden rahatlıkla söyleyebilirim ki karmaşıklaşmamı sağlayan isimlerden biridir Hacer Yeni.
Gelelim kitaba. Kapakta şu cümle var:
"Kadınlar üçe ayrılır: Özenli yalnızlar, çabasız yalnızlar ve de yalnız olmayanlar..."
Hande, başarılı bir moda dergisinde çalışıyor. Ancak bohem ve entellüktüel tarzı yüzünden çalışma ortamında sık sık engellerle karşılaşıyor. Hayatında eski mutsuz aşkının izleri hala görülüyor.
Nilüfer ise zengin bir aileye sahip, çoğunlukla kadın davalarıyla ilgilenen savcı. Evli bir milletvekiliyle yaşadığı tek gecelik ilişkinin etkisinden hala kurtulamamış, sırılsıklam aşık. Bıkmadan usanmadan bekliyor. Arabesk yanıyla insanı şaşırtmıyor değil.
Ayşe seksenli yaşlarında Anadolu’da ıssız bir mahalledeki konağında yirmi yıldır yalnız yaşıyor. Beş kızının ardından dünyaya getirdiği oğlunu kaybettiği günden itibaren kocasından uzaklaşmış ve kendini yalnızlığa mahkum etmiş.
Lüks bir mağazada çalışan Cemile, bütün gün ayakkabılarla ve elbiselerle iç içe olmasına rağmen gecekonduda yaşıyor ve yatalak annesiyle ilgileniyor. Ağır yaraları onun bugünü yaşamasında kocaman bir engel.
Kitapta seksi Dolce and Gabbana elbiseleri, Givency ayakkabıları, elleri serbest bırakan Chanel çantaları okurken Marksın gücüne, kadın hakları tarihine, Karakız isimli ineğin düşüncelerine, kot işçilerinin durumuna da şahit olabileceksiniz.
Bu kitabın 'gerçek kadın'ı anlattığı ve onlarca altı çizilecek cümleye sahip olduğunu söylemeliyim.
İyi okumalar...
1 yorum:
işte tesadüf böyle bişey sanırım :)) çok mutlu oldum gerçekten..
Yorum Gönder