Beni Bağrına Bas

İstiklal Caddesi'ndeki Arter 22 Haziran, 21 Ağustos tarihleri arasında 'Beni Bağrına Bas' isimli sergiye ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Başak Doğa Temür’ün üstlendiği sergi, Patricia Piccinini’nin 1997’den bugüne ürettiği ve heykel, yerleştirme, desen ve video gibi farklı mecraları kullandığı yirmmidenden fazla işini bir araya getiriyor.

Patricia Piccinini, “Beni Bağrına Bas”ta izleyiciyi sıradışı ailesiyle tanıştırırken, insanın doğayla ve diğer canlılarla ilişkisini gündeme getiriyor. Sanatçı, tamamen kendi tasarımı olan, dolayısıyla görmeye alışık olmadığımız bu yaratıkları gerçekleştirirken, silikon, fiberglas, poliüretan, deri ve insan saçı gibi, onlara gerçekçi nitelikler kazandıracak malzemeler kullanıyor. Bu figürler ilk bakışta doğa dışı, anormal, hatta ucube gibi görünseler de, sakin, çocuksu, dost canlısı, hatta koruyucu halleriyle izleyiciyi çelişkiye düşürüyorlar. Piccinini’nin işleri, gücünü tam da bu çelişkili duyguların yarattığı gerilimden alıyor. Bu sıradışı, tuhaf yaratıklar, kısa süren bir ilk tereddütten sonra, izleyicide kaçınılmaz bir yakınlık, şefkat, hatta koruma arzusu uyandırıyorlar. Piccinini, bu şaşırtıcı deneyim aracılığıyla bizi doğa/kültür, güzellik/çirkinlik gibi ikilikleri yeniden gözden geçirmeye davet ediyor. 

Aydınlık atmosferiyle giriş katı, metaların parlak dünyasına ve sanayi sonrası kentte gündelik hayata dair yorumda bulunuyor. Melez yaratıkların ve soyu tükenmekte olan türler için taşıyıcı annelerin yerleştirildiği birinci kat, çağdaş insanın “doğa” kurgusu, doğadaki yerimiz ve onu kontrol etme çabamız üzerine düşünmeyi öneriyor. Yolculuğun son durağında Piccinini, izleyiciyi sakinlerinin uykuda olduğu bir evin içine ve insan olmak, yarattıklarımız ve onlara karşı sorumluluklarımız üzerine bir meditasyona davet ediyor. [Sergi rehberinden]

Sergi özellikle caddeden görülebilen 'Aşıklar', 'Önlemler' ve 'Gözlemci' işleriyle birçok kişinin ilgisini çekerek, içeri adım atmasını sağlıyor. Sanatçının yarattığı ailenin içindeki garip yaratıklar ve onların sahip olduğu duyguların gerçekçiliği belki de serginin insanı bu kadar etkilemesini sağlayan. İlginçtir ki serginin her katı günün her saati dolu ve insanlar tek tek her parçayı inceliyor. Bundan önceki iki Arter sergisini de tamamen insansız olduğu zamanlarda gezdiğimden mutlu olmadım değil.

Kendi fotoğraflarımla birkaç örnek. Sergi için daha fazla bilgi isteyenlere: Arter





Kaynaklar: http://www.arter.org.tr/W3/
                  http://www.mimarizm.com 

1 yorum:

oykuokuyan dedi ki...

çok sevdim.çok iyi.vay efendim çok güzel oldu.